31 Mart 2013 Pazar

Biri bana açıklasın…


Biri bana açıklasın…

Şu anda Türk Kpop fanları olarak bazı arkadaşlar azıtmış durumda. Popüler olan ya da olmayan ne kadar forum varsa hep yanlış yönlendirilen fanlarla dolu.

Haftalar öncesinde olmuş olaylar yeni haber olarak sitelerde yayınlanıyor. Ya da kıt İngilizceli birkaç tip anladıkları, fındık kabuğunu bile doldurmayacak bilgileri etraflarına yayıyorlar. Arkadaşlar ben kimseyi suçlamıyorum. Ama şöyle bir durum var sağ olsun bazı arkadaşların sevdikleri şarkıcının bir sene önceki fotosunu bulup ‘ bakın oppam saçlarını sarıya boyatmış’ demesi de gerçekten üzücü.

Bir kişinin fanı olmak gerçekten saygı duyulması gereken bir yetenektir. Ben de favori 3 tane grubu olan bir Kpop fanıyım. Eğer bir kişinin fanıysanız belli bir yerden sonra serçe parmağından bile o olduğunu anlayacak seviyeye geliyorsunuz. Hepimiz bunun ne kadar doğru olduğunu biliyor.

Benim anlayamadığım konu şu: her şey tamam, biz fanı olduğumuz insanların nasıl zor dönemler geçirip, ne kadar yoğun ve ağır eğitimler aldığını çok iyi biliyoruz. Bizim ülkemizdeki gibi dans edemeyen, şan eğitimi almamış, ya da şöyle söyleyeyim ünlü olmadan önce bu eğitimleri almamış insanlar değiller. Eğitimlerden sonra ilerleme kaydedemeyenler direk şutlanıyor. Bu insanlar 25-30’un sonra değil. Lise döneminde başlıyorlar bu eğitimlere. Her birine saygım sonsuz bu yüzden. Belki de bu sebeple Kpop’a olan sevgim bu kadar büyük.

Bu insanların neler çektiğini bir kendileri biliyor, bunu çok iyi biliyorum. Çünkü biz işin içinde değiliz. Ayrıca ünlü olmaları yetmiyor sürekli olarak kendilerini kanıtlamaları bekleniyor. Programlarda eğlenceli olmaları seyircileri kendilerine hayran bırakmaları, gerekirse izlenebilmek için rezil olmaları gerekiyor. Üstlerindeki baskının ne kadar fazla olduğunu tahmin bile edemezsiniz. Ailelerinden uzak, şirketin evinde sürekli gözlerin üstlerinde olduğu bir hayat sürmek kolay değil. Kim bilir kaç geceyi uykusuz ya da dolabın birinin içine saklanıp ağlayarak geçirdiklerini bilmiyoruz. Mesela hala açıklanmamış sebeplerden dolayı gruptan ayrılan üye yüzünden grupta kalanların, grubun fanı olduklarını iddia eden insanlar tarafından içlerine düşürüldükleri durum içler acısıydı. Fanlar ikiye bölünüp geride kalanları tehdit ve küfür yağmuruna tutup hayatlarından bezdirmesi gerçekten takdire şayan bir durum. Hee tabi birde şu var üye gruptan ayrılırken küfürler ve yuhalamalarda atıldı, gene fanlardı bunları yapanlar. Sonra birden bire gidene acındı ve tüm parmaklar geride kalan üyelere döndü.

Hazır konu gelmişken şunu da söyleyeyim. Piyasadaki kölelik seviyesindeki anlaşmalardan kaçınızın haberi var bilmiyorum. İdol dediğimiz grup üyelerinin kazandıkları gerçekten devede kulak. Yine de ellerinden gelenden bile daha iyisini yapmaya çalışıyorlar. Piyasadaki bazı şirketler bu çocukların heveslerini kırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyor gibi geliyor bana.

Neden mi? Bir düşünün dostlar.

Şu anda bu tarz anlaşmalara denk gelmezsiniz belki ama birkaç sene önce bu anlaşmalar grupların dağılmasına, bazı üyelerin şirketten ayrılmasına kadar gitti. Hangi şirket olduğunu sakın sormayın. Çünkü gerçekten isimlerini söyleyip burada polemik yaratmak istemiyorum. Ama eğer çok merak ediyorsanız, sadece hangi şirketin eğitim dönemindeki trainieler için program yapmadığını bulmaya çalışın.
Bazı şirketler yetiştirdikleri kişileri evlat gibi görüp yanlışında doğrusunda sürekli yanında olup, evlat işte atsan atılmaz satsan satılmaz tavrı takınırken, bazıları da medyanın, kendi evlatlarını yerden yere vurmasına izin verir. Çocuk sahibi olmak böyle bir şeydir. Evladını her şeyiyle kabullenirsin. Çamurdan çömlek yapmıyoruz burada, istediğimiz gibi şekillendirelim.

Tamam kabul ediyorum yapılanların bir sınırı olmalı ama sadece saçma bir kamera açısı yüzünden dansı eleştirmek, ya da onlar zaten şu şirkettenler o yüzden onlara bir şey olmaz, bizimkiler yapsa hayat kadını derdiniz demek hoş değil. Bu insanlar işlerini yapıyor. Kimisi nazi kampındaymış gibi ona şirket tarafından verilmiş imajı uyguluyor, tabi kendinden bir şeyler de katıyor. Kimisi gerçekten kendisi gibi davranıyor ve insanlar onları bu yüzden seviyor.

Bir insana yaptıkları müstehcen diye, yok sahneye yarı cıbıl çıktı, yok bunun kıyafetinin devamı nerede diye yorum yapamazsınız. Kabul edin SEVGİLİ arkadaşlar her ünlünün bir konsepti vardır, özellikle albümler için yaratılan şarkılara uygun bir konsept. Tabi bazıları için bunlara şirket karar verir sonrasında çocuklarıyla konuşur ortak yola gider, bazıları için buna şirket karar verir çocuklar yapar, bazıları için ise durum şöyledir, çocuk yarattıklarını şirkete sunar şirket ‘helal olsun’ diyip uygulamaya sokar.

Benden  size tavsiye Kpop kardeşlerim, siz sevdiğiniz kişileri oldukları gibi davrandıkları için sevin. Siz siz olun sakın başkalarına saygısızlık yapmayın. Siz siz olun sakın şirketler yüzünden birbirinize çatmayın. Siz siz olun bu yetenekli insanlara saygı göstermeyi unutmayın. Yapılan işler onların tarzını belli eder, onların kötü insanlar olduğunu göstermez. Bilmem kimin fanları olsa şunu derdi bunu derdi demeyin. Çünkü size bir abla tavsiyesi, o yanlış anlaşılmayı, o husumeti, o kargaşayı biz yaratıyoruz. Koşulsuz savunuyoruz sevdiklerimizi karşımızdakini dinlemeden. Şunu unutmayın koşulsuz kuralsız fanı olduklarınızda insan, doğruları yanlışları olan, oldukları gibi kabul etmemiz gereken, ama gerektiği zamanda ‘yuh hacı ne yaptın?’ diyebileceğimiz.
Birbirinizi dinleyin arkadaşlar, birbirinizi anlamaya çalışın arkadaşlar,

Biz hepimiz bir konuda ortağız Kpop.

Ki bu da bize bir ömürden fazla yeter…




(HanNym)

12 Mart 2012 Pazartesi

sharing...

when you hear that word what do you feel?
is it just a polite word or does it mean a lot?
after watching 'Global Project Sharing' I think it's more than anything.
most of the time I say I love 2PM alot, I love Junho a lot.
now I'm really proud of him.
I'm talking about Junho. we are talking about a celebrity famous all around asia.
that man went to ethiopia to help others.
he wiped kids' feet with wet tissues, carried water for them, gave them huge bags of food and new shoes to keep them away from uncureable diseases and clothes, played with them to cheer them up. he gave them notebooks, pens so they can use when they go to school. he gave sheeps as a present to families. he did lots of other things for that poor people. the list is too long to keep counting.


Now let me tell you one thing about this man.
he was born in january 25th,1990. he is 22.
he has a wonderful heart bigger than this cruel world.
he's trying to cure all this unfairness.
he's one tiny grain in this endless beach we call earth.


let me tell you one thing!
while he's trying with his all to help this people...
what the f*ck are all those selfish people doing?
I'm an English teacher who earns less than a waiter, even I want to help them, give my own clothes,food, my very own everything to help them.
even my happiness, hoping maybe one day they'll be carefree and living their life without worries...


right now, I really need to know if there are other people with big hearts , willing to help others...
come on friends! even you can't help them physically, let's pray for them...

29 Aralık 2011 Perşembe

the forecast

rain falls down...
is it pouring or fucking around with us?
don't know what the fuck is going around me!
trying endlessly and working hard
will it pay off in the long run?
nice question, right?
like adele's songs.
or like 2PM's undying energy...
I dont have things like this. I'm just being myself and messing around.
I dont give a damn to anyone or anything.
this is my fucking life...
Let me be myself so I can fly high.
I work , earn and what?
just saving others' ass..
trying to please everyone is hard.
dont misunderstand me...
I feel stressed or more then that.
let me breath...
this isnt the seoul weather.
OH! now I realized I dont wanna be here but in Seoul.
I just wanna follow my Soul and go to Seoul...
do you think it is too hard to do?

3 Aralık 2011 Cumartesi

vay arkadaş...

şu 2pm'in Republic of 2pm albümünü dinlediğim dakikalarda gördüğüm bazı twitler ve bazı facebook mesajları bana arkadaşlık bu kadar ucuz mu dedirtti.
gerçekten şöyle adam akıllı oturup düşündüğünde boku bokuna kalkmış bazı götler bir anda sağlam arkadaşlıkları silebiliyorlar. ben mi safım be arkadaş. belaların belası başımın belası bir kardeşim var ve sağolsun bunun bir pepelek arkadaşı üniversiteye gittiğinden beri değiştiğini kabul etmez oldu. kızla tanıştığımda makyaj anlayışı bir kalem bir rimelken şimdi assolist modeli takılmaya başlamış. hayır korkuyorum daha ilk senesi üniversitede kaşar olacak 4 senede gidip başını serserinin biriyle belaya sokturacak ondan çocuk aldıracak fln.
yuh... tamam abarttım ama olmayacak şeyler değil bunlar.
yığınla arkadaşım var sağlam arkadaş dediğim her biriyle bir tartışmamız hararetli bir muhabbetimiz olmuştur. bazıları tipimden donumun rengini bile tahmin edebilir. ne olursa olsun bu adamlar benim hayatımda. bir yanlışları olduğunda ya da beni rahatsız eden birşey yaptıklarında söyleyemeyecek miyim?
neyim lan ben o zaman bostan korkuluğu mu? söylediklerimi sallamayacaksanız s.ktirin gidin lan hayatımdan.
ben sizin lafınızı dikkate alıyorsam sizde benimkini dikkate alacaksınız. ben burada borazancı başı değilim.



hayır yani karşımdakinin yaşına bakmadan akıl veririm bu doğru ama karşımdaki benden küçükse ondan fazla bir bildiğim vardır di mi?
ben gördüklerime göre akıl verirken bu pepelek olmayan beyni ile beni nası sallamaz yani. benden büyük olan arkadaşlarım bile yeri geliyor benden akıl alıyor.  demek ki kafası çalışan bir adamım.
kimseyi dış görünüşünden yada düşünce tarzından dolayı yargılamadım. tarafsız bir görüşüm olduğunu ve doğru yolda ilerlemeleri için söylediğim şeyleri neden  neden neden neden neden s.kine sallamaz ki bir insan....
hişt lan kuş beyinli pepelek adam ol...
buldumcuk çükünü koparırım senin....
ipini koparmış it gibi dolaşırsan eğer uyum sağladığın 3günlük tiplerden önce belediye zehirler seni haberin olsun........
abla tavsiyesi..... laf dinle.....

23 Kasım 2011 Çarşamba

ne desem laf değil...

başlıktaki gibi cidden ne desem laf değil. neler oluyor nereye gidiyorum bilmiyorum.
cidden bir işim olsun istiyorum ama bana git şu teacher i observe et falan diyorlar.
observe ede ede ebem...
hayır yani ben observe ettiklerimi bir de müdüre yolluyorum. kullanılıyor muyum ne?
aman neyse herkesin başına gelebilir. gerçekten de bazı problemler var bazı bazı derslerde.
yabancı örtmenler eğer işini biliyorsa mükemmel oluyor dersler yada türk hocalar gerçekten yaptıkları işi sevip yapıyorlarsa ve tek istedikleri birşeyler öğretmekse iş bitmiştir. ben şu an sadece izliyorum belki birşeyler kaparım diye.


dipcik not: şimdiye kadar dersine girdiğim sınıflardan her biri bana bayılmış hihihihihihiihihiiii. iyi bir öğretmen miyim ne =P


herneyse şımarmadan konuyu dağıtmadan ben birşeylere uğraşmaya çalıştıkça başkalarını merdiven olarak kullanman gerektiğini anladım
hiç kimseyi kötülemiyorum herkes yaptığında iyi diye düşünüyorum. ya ben safım yada onlar iyi rol yapıyo...

anyway cicişler
han kaçar....
başka alemlere dalar....

22 Kasım 2011 Salı

boşaltım

geçen sefer biraz saçmaladım galiba
amaaannnn bana ne herkes aynı boku yiyor zaten bir ben yapmışım çok mu?
şu an yazdıklarım ne kadar manalı olur bilmiyorum.
ya arkadaş zaten saçmalama da rekor kırmak benim işim.
***
etrafıma bakıyorum da herkes takmış koluna geziyor.
hayır yani kıskandığımdan falan değil ama yani neden bir bana denk geliyor bu şömine odunu kılıklı tipler?
ya aklı belden aşağı çalışan yada hiç çalışmayanı
aseksüel  olsam yeridir he!
valla arkadaşlar sizinki ateş yakmaktan başka işlere de yarıyorsa aman sakın kaçırmayın elinizden.
ben kendi tarafımdan konuşuyorum ama birde madalyonun öbür yüzü var. erkeklerde tosttan başka bir şeyler yapabilecekleri kızları aramıyor mudur?
ben karışmıyorum onların işine. nede olsa erkek/kadın kafasının nasıl çalıştığına dair bir şey bulamadı bilimadamları (0_0) di mi?
ay ne salak hissettim şimdi kendimi angut muyum ulan ben milletin işine maydanoz oluyorum...

hayır ama ya haksız mıyım? yanlışsam söyleyin ulan...


***
iyice melankoliğe bağlayacağım şimdi. bir yandan da oğluşlarımın film gibi isimli şarkısını dinliyorum.
adam neler yazmış. nasıl şarkıdır bu yarebbim... her yerinden aşk akıyor. kaşık kaşık toplar her sabah bağırsakları çalıştırsın diye içilen kaynatılmış kekik suyu gibi içersin yani. belki bana da bulaşır diye.
***


şarkı/şiir yazmamıza sebep olacak bir adam çıktı sanki karşıma. ben deyime falanda razıyım ama nerdeeeee....
abazana bağladım falan sanmayın ama hepsi birkaç gün içinde evlenecek olan kuzenim yüzünden.
hayır arkadaş 25'inde neden evlenir bir insan ya kaçacak sanki damat bey bizimkini biraz daha fazla tanısa.
ama herneyse işte beylül kaçar edasıyla uyumaya gidiyorum ben.

istiareye mi yatsam çıkar belki....
ulan biride demiyor ki han yavrum evladım ne içtin sende böyle oldun.
nese han kaçar...
saçma sapalak bir uykuya dalar...
hayır yani anlamış değilim herkes mi komedyen oldu arkadaş...
bir bakıyorsun anıları abartıp yazan tipin teki kitap çıkarmış meşhur olmuş bilmem ne.
peki gerçek komedyenlere ne olacak.
adamlar kafa patlatıyorlar...
üstat Cem'in de söylediği gibi o sahneye çıksa "fa...fa....faaa" diye kalır benden söylemesi.....

ilktir tektir ne dese gerzektir diyerek çok ciddiye almaz polemik yaratmaz okuyanlar umarım...